Aslına bakıca olursak insanın doğumu bile bir bahis ile başlar. Hayatımızın her anında birçok farklı bahis’in içinde buluruz kendimizi. Hayatımız da bu kadar yer eden ve her günümüzde bize iyi veya kötü şekilde kendini hissettiren bahis’in tarihçesini öğrenmeden olmaz. Bahis’in ülkemizde ki gelişiminden önce doğumunu ele alalım. Sık sık film karelerin de gördüğünüz gladyatörler ve vahşi hayvanların birebir mücadelesinde ilk bahis oynanmıştır. Oynanan bahis hangi gladyatörün hayatta kalacağı üzerinedir. Milat dan önce 676 yılında ilk defa oynanan bahis bir daha hiç son bulmamıştır. Orta Çağ’a kadar insanların kanları üzerine oynanan bahisler orta çağda yerini hayvanların mücadelesi üzerine bırakmıştır. Hayvanlar üzerine oynanan ilk bahisler “Merdiven altı” diye hitap ettiğimiz salonlar da horozların birbirlerini alt etmesi üzerineydi. Bahisin Tarihçesi orta çağdan sonra süregelen hayvanlar üzerinden devam etti. Ülkemize dönecek olursak 1856 yılında yasal olmayan at yarışları ile ülkemizde bahis zevkinin temelleri atıldı. Uzun süreler boyunca ülkemizde illegal olarak ününü sürdüren yarışlara halkın tepkisi git gide büyüdü. Bu tepki sonucunda bahisi ülkemizde yasallaştırılma çalışması yapıldı. Bu çalışma sonucunda 1959 yılında “Futbol da bahsi müşterek” yasası ile bahis yasal bir zevk haline geldi.
İnsanların ve hayvanların kanlı mücadeleleri üzerinden doğan bahis yıllar sonra futbol ile kazanabileceği en büyük ünlenmeyi kazandı. İlk yasal mücadele olan 1960 yılında ki bir futbol maçında halkın bahis yatırma isteği büyük limitlere ulaştı. Ülkemizde bahis bu derece yayılmışken hemen hemen her eve giren, coşku ile kutladığımız yılbaşlarını tatlandıran piyango nun temelleri atıldı. İlk olarak Osmanlı devleti donanma cemiyeti tarafından düzenlenen piyango da Halkı’n diğer bahislere gösterdiği ilgiden daha fazlasını Piyango’ya gösterdiği kayıtlara geçmiştir. Kanlı savaşlar, Spor bahisleri derken günümüze ününü kaybetmeden gelmiştir. Bahisin Tarihçesi